E-Kıraathane Söyleşileri 5

Müzik, Kimlik ve Din

 

E-Kıraathane Söyleşileri'nin beşincisi İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ubeydullah Sezikli’nin konuşmacı olarak katılımlarıyla gerçekleşti. Sezikli'ye, eşi Nur Sezikli ve kızları Nazlı Betül Sezikli de enstrümanları ile eşlik etti.

Dr. Öğretim Üyesi M. Fatih Güloğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşi Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mustafa Doğan Karacoşkun’un açılış konuşmalarıyla başladı. Rektör Karacoşkun, sanat olmadan bilimin eksik kalacağını ifade ederek Ramazan ayı içerisinde gerçekleştirilen programların ardından E-Kıraathane Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu olarak Doç. Dr. Ubeydullah Sezikli’nin teşriflerinden duyduğu mutluluğu belirtti.

Doç. Dr. Ubeydullah Sezikli, musikinin toplumumuz ve batıdaki durumu hakkında tarihsel ve güncel bilgiler vererek söyleşisine başladı. İnsanların dinlediği müziğin, onun kimliğini de betimleyen en önemli unsurlardan birisi olduğunu, müziğin kimliği yansıtmakla birlikte aynı zamanda coğrafyayı da tanımladığını belirtti. Allah’ın yaratılıştan sonra “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” nidasının yaratılışta sesin, dolayısıyla da müziğin yansıması olarak ruha hitap ettiğini söyleyen Sezikli, İslam tarihindeki klasik eserlerde yer alan “Enstrümanların şahı insan sesidir. Diğer enstrümanlar, ona yakınlığı ölçüsünde değer kazanır.” ifadesiyle müziğe karşı gösterilmesi gereken yaklaşımı da belirtti. İcra edilen her müziğin, gönül alemindeki zenginliğe katkı sunduğunu, bu şekilde dinleyicileri kendi iç âlemine yolculuğa çıkardığını, bununla birlikte gerek o müziğin sözlerinin gerekse müzikteki ritimlerin dinleyicileri bir coğrafyaya ve kimliğe yönlendirdiğini ifade etti.  “Üç nesil boyunca kendi müziğinden habersiz olan bir topluma dördüncü nesilde soracak bir müziği olamaz.” ifadelerinin oldukça önemli olduğunu, müzikle kültür dönüşümünün oluşturulduğunu ve toplumların kendi kültürlerine yabancı müziklerle büyük bir olumsuz başkalaşım yaşadığını söyledi.  Kâb b. Züheyr’in yazmış olduğu naat sonrasında, Hz. Peygamber’in ona kendi hırkasını vermesiyle şiir ve musikinin İslam kültüründe baş başa ilerlediğini ve ne şiirin ne de musikinin İslam sınırlarının dışında olmadığını söyledi. Musikinin, tarih ve toplumların arasında da güçlü bir bağ olduğunu belirten Sezikli, “Üsküdar’a Gider İken (Katibim)” parçasına ait müziğin aynı zamanda Endülüs’te yazılan bir naatta da müzik olarak kullanıldığını, bu etkileşimin Anadolu, Balkanlar ve Ortadoğu’da yoğun şekilde görüldüğünü ifade etti.

Belli aralıklarla farklı yörelere ait çeşitli eserlerin de icra edildiği söyleşi, soru cevap bölümüyle sona erdi.